içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Tarımsal varlıklar madenciliğe feda edilmemeli!

Zeytinlikler gibi verimli tarım alanlarının korunması ve madenciliğe açılmaması gerektiğini belirten ATB Başkanı Ali Çandır, "Tarım, geleceği olan bir üretim biçimidir; madencilik ise süreli bir faaliyet. GES, HES ve maden ocağı projeleriyle verimli tarım arazilerimizin riske atılması kabul edilemez" dedi.

Tarımsal varlıklar madenciliğe feda edilmemeli!

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Haziran Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında, ATB Toplantı Salonu'nda gerçekleşti. Meclis açılış konuşmasında, zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılması konusundaki tartışmalara dair önemli bir açıklamalarda bulunan Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, zeytinliklerin ve diğer tarımsal arazilerin korunmasının, hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Tarımın sürekliliği ve verimliliği üzerine yaptığı vurguyla, zeytinliklerin yalnızca ekonomik bir değer değil, aynı zamanda kültürel ve çevresel miras olduğunun altını çizdi. Çandır, " madencilik süreli bir faaliyettir. Oysa tarım, kuşaklar boyunca devam eden, sürekliliği olan bir üretim biçimidir. Yalnızca ekonomik açıdan yapılacak bir fayda-maliyet analizinde dahi tarım, madenciliğe kıyasla daha sürdürülebilir ve yüksek katma değerli bir alandır" sözlerini kaydetti. Antalya’da gerçekleşen yaş meyve ve sebze piyasası ile ilgili önemli tespitlerde bulunan Çandır, sektörün daha etkin, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması için gerekli düzenlemeleri içeren "Yaş Meyve Sebze Piyasası ve Hal Mevzuatı: Tespitler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı raporunu kamuoyuyla paylaştı.

 

HEM ÜRETİCİ HEM TÜKETİCİ KAZANACAK

Başkan Çandır, "Yaş Meyve Sebze Piyasası ve Hal Mevzuatı: Tespitler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı raporda yer alan önerilerin mevzuata entegre edilmesinin sektör için kritik önem taşıdığını belirterek, bu değişikliklerin sadece hal sistemini değil, tarladan sofraya kadar uzanan tüm zinciri olumlu şekilde etkileyeceğine dikkat çekti. Özellikle ticarete konu malların dijital sistemlerle izlenmesi, hal yapılarının çağın gereklerine uygun şekilde dönüştürülmesi ve güçlü denetim mekanizmalarının kurulması gerektiğinin altını çizen Çandır, "Bu öneriler, üreticilerin ve tüketicilerin kazanacağı bir sistemin önünü açacaktır" diye konuştu.

 

YÜKSEK ENERJİ MALİYETLERİ SEKTÖRÜ ETKİLİYOR

Sektörün karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan birinin yüksek enerji maliyetleri olduğunu ifade eden Çandır, akaryakıt başta olmak üzere enerji, hammadde ve finansman maliyetlerindeki artışların üretimden lojistiğe, ticaretten ihracata kadar tüm aşamaları olumsuz etkilediğini belirtti. Çandır, "Son yıllarda, özellikle elektrik fiyatlarının artışı, üreticilerimizi ve işletmelerimizi ciddi şekilde zorlamaktadır. Elektrik tüketiminde kentimiz, ülke ortalamasının çok üzerinde bir artış göstermektedir ve bu durum, maliyet yapımızı bozmakta, rekabet gücümüzü düşürmektedir" dedi. Çandır, kent ekonomisinin elektrik tüketiminin fazla olmasının, yüksek maliyetlerin yanı sıra elektrik akımı istikrarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekti. "Bu nedenle, elektrik fiyatlandırmasının mevsim endeksi dikkate alınarak düzenlenmesi ve tarımsal sulama abone grubunun kapsamının genişletilmesi gerekmektedir" dedi.

 

EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK SEKTÖRE OLUMSUZ YANSIYOR

Antalya'nın tarım ve turizme dayalı yapısının, küresel siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle olumsuz etkilendiğini belirten Çandır, bölgedeki tarımsal ihracat ve turizmdeki kayıplara dikkat çekti. "Yaşanan savaşlar ve ekonomik gerilemeler, sadece ticaret yollarını değil, bölgesel ekonomik iş birliklerini de olumsuz etkiliyor. Ülkemiz, bu durumdan doğrudan etkilenmektedir ve bu nedenle, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için diplomatik çabaların yoğunlaştırılması büyük önem taşımaktadır" şeklinde konuştu.

 

ZEYTİNLİK ALANLARIN KORUNMASI ÖNEM TAŞIYOR

Çandır, son dönemde tarım arazilerinin madencilik faaliyetlerine açılma tartışmalarına da değindi. Zeytinlik alanların ve tarımsal arazilerin madenciliğe açılması önerisinin, sürdürülebilirlik açısından ciddi sorunlar yaratabileceğini belirtti. "Tarım, sadece ekonomik açıdan değil, kültürel ve çevresel açıdan da sürdürülebilir bir üretim biçimidir. Tarım ve madencilik arasındaki tercih, uzun vadeli kalkınma stratejilerimiz için kritik bir öneme sahiptir. Tarım arazilerinin korunması, zeytinliklerin geleceğe taşınması adına büyük bir sorumluluk taşımaktadır" sözlerini kullandı.

 

TARIMI VE KIRSAL YAŞAMI TEHDİT EDİYOR

İklim değişikliği, kuraklık ve su kıtlığı gibi zorluklarla karşı karşıya olunan bu dönemde, tarım arazilerinin korunması gerektiğini vurgulayan Çandır, "GES, HES ve maden ocağı projeleri gibi yatırımlar, tarımı ve kırsal yaşamı tehdit etmektedir. Bu projelere karşı değiliz, ancak doğayı, kültürel mirası ve tarımsal varlığımızı tehdit eden uygulamalara izin verilmemelidir" açıklamasına yer verdi.

Tarih: 24-06-2025

FACEBOOK YORUM
Yorum